Sabah suratsız bir
şekilde yanıma geldi. Uzun süre kahvaltı istemedi. Sonra kuzucuk
yedi. O sırada ben blogunu toparlıyordum. İlk gün yazısını
okudum. İlgisini çekti. 2.-3.-4. günü de okuttu. Videolarını
seyretti. Ayşeye kalsa tüm günleri okutacak. Artık yeter dedim.
Sonra Elinde bozuk parayla bana gelip kaç lira diye sordu. 75 kuruş
olduğunu söyledim ve dondurma alabileceğimizi söyledim. Ama saati
gelip okula giderken parayı yanına almayı unuttu. Yarın dondurma
alırız dedi ama okulda dondurma istedi. Aldım. Bu arada; her sabah
ayağında çorapsız gezmesi benden azar işitmesine sebep oluyor.
Akşam kızarmış
tavuk yedik. Tavuğun derisini bilhassa istiyor. Diyorum hep... bu
kız tamamen benim huylarımı taşıyor. Babasının kızı...
öbürleri anne toprağından ama ayşe benim dişi versiyonum
gibi... zaten, kucağımda ilk kez gezmeye götürdüğümde henüz
1-2 aylıkken, gittiğimiz yönü görmek için vucudunu
döndürdüğünde anlamıştım benim toprağımdan olduğunu...
yemekten sonra
dişlerini fırçalarken 3 ayrı diş macununu sıkıp dişlerini
öyle fırçalamış. Bana diyor ki; “3 kere diş fırçalayın
deniyor. Ben 3 ayrı macun sıktım. 3 kere fırçaladım sayılır”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder