2018 İLK HAFTA



Tüm bu haftayı hasta ve yatakta geçirdiğim için Ayşe ile ilgili pek bir şey yazamayacağım. Ablası geldi sömestr tatili için. Annesiyle gezmeye çıktı birkaç kere... hanburger falan aldılar. Ayşeye sürekli birşeyler okutturdular. Öyle ki; çacuğun canı sıkılacak diye korkuyorum. Çocuk okuyor. Her gördüğü duyduğu kelimeyi okuyor ama annesi zebellah gibi tepesine dikilip sürekli kitaplar okutuyor. Çocukcağız erkenden uyumaya başladı bıktığı için... Annesiyle babasının çok şiddetli kavgalarına şahit oldu. Ardından barışıp öpüşmelerine... çocuk belki de ilk kez öpüştüğümüzü gördü. Çok sevindi. Geçen tv'de öpüşme gördüğünde suç ve polisten bahsetmişti. Ne hazin. Ertesi sabah bizi yatağa yanyana yatırıp birbirimize sarılmamızı sağladı. Gülerek bizi seyretti. Ertesi gün annesiyle babasının ayrılacak olması çocuğu şok edecektir. En çok ayşe için içim yanıyor. Yazık... bilse, bu evliliği bu zamana kadar kendisinin ayakta tuttuğunu... inşallah kendini suçlamaz. Kızıma nasıl anlatacağımı bilmiyorum, hatta anlatıp anlatmam gerektiğini bile bilmiyorum. Sağlam dur kızım... sen harikasın... ve bunları hiç haketmedin. Özür dilerim.
Akşam okuldan alma işi bana düştü. Gündüz de uğramıştım. Sınıflarına gittim. Beslenme saatiydi. Bana matematik sordular. 4X5 kaç eder ile başladılar. 1000X1000 kaç eder ile devam ettiler. Akşam tramvayla eve döndük. Kadının biri gelip ayşeyi kaldırmaya yeltendi. Ayşe gönülsüzce kalkma hareketi yaptı. Ben de “hayır” dedim. Ayşe oturdu. Kadın, “kart bastı mı?” diye sordu. “evet” dedim. Mosmor bir suratla ayrıldı. Bunu epeydir yapmak istiyordum. İyi denk geldi. Hayır demek konulu bir örneğe ihtiyaç vardı. Bir durak sonra yaşlı bir teyzecik bindi. Öbürü gibi çirkef olmadığından kızımı kucağıma alıp ona yer verdik. Üstüste iki iyi örnek harika oldu. Eve bıraktım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder