Sabah
uyandığında babannesi evdeydi. Babannesi dün pazardan aldığımız
mısırları pişirmiş. Biraz yumurta ve mısır yemiş. Öğlene
doğru ben geldim ve okula doğru yola çıktık. Yeni müzenin
önünde daha önceden yaş çimentoya bıraktığımız ayak izine
neredeyse hergün bakıyor. Gene baktı. Yeniden bastı aynı ize...
o iz uzun yıllar duracak gibime geliyor. Müzenin önündeki
tratuarlarda dengede yürümek isterken düştü ve bacağı
sıyrıldı. Abdal fırına kadar ses etmedi ama orada acıyor diye
ağlamaya başladı. Okulda tendürdiyot ve merhem sürdürdüm. Ama
hâlâ
durgun ve sıkkın... benim okulda kalmamı istedi. Bahçede öbür
kızlarla beraber yanlarında kaldım. Hepsine dondurma ısmarladım.
Ayşe öbür kızların arasına katılmıyor. Üzülünce, canı
yanınca içine kapanıyor galiba...
akşam
annesiyle geldi. Bildiğim kadarıyla ilk kez aşağıya inip çöp
attı. Yemekten sonra dambıl kaldırdı biraz... abisine vee bana
özendi sanırım. pişti oynadık. Geçen hafta terzi mustafa ona
iskambil kağıdı vermişti. Pişti oynamıştık. Gene pişti
oynadık. 2. tur pişti için kağıt kararken arkasını döndü ve
bakmamamı istedi. Epey uğraştıktan sonra oyuna başladık ve
bütün attığım kağıtları vale ile aldı. Meğer kağıtları
ayarlamış. Hilebaz... oyun oynarken de kağıtlarıma bakıyor.
Hatta kağıt almak için kağıt atış sırasını bile
değiştiriyor. Kağıt oyunlarına yatkınlığı var ama hile
yapmaya da yatkın velet... vale ile kağıtları keserken acayip
güldü, eğlendi. Sonra annesi kağıttan kule yapmayı öğretti.
Becerdi kule yapmayı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder