11 MAYIS 2018 CUMA - PARASI HAFİF



Sabah babannesini çağırdım. Onunla kaldı. Öğlene doğru eve yetiştim. Okula giderken hava yağmurlu olduğu için uygun ayakkakbı giymesini söylememe rağmen spor ayakkabısını giydi. Yolda otlardan yolduğu küçük pisipisileri kafama atmaya çalıştı. Eğilmemi istedi rahatça atabilmek için... ben eğilmeyince yoldaki bir çakıl yığınının üzerine çıkıp kafama attı elindekileri... Bugün abdal fırınından ilk defa kaşarlı veya sosisli almadı. Hep bunları alır. Bu sefer cevizli lokum aldı. Yolda geziyi ve seyrettiği tiyatroyu anlattırdım. Unuttum diyor ama sorunca anlatıyor.
Akşam da okuldan ben aldım. Dönüş yolunda gene kafama otları atmaya devam etti. Sürekli eğilmemi istedi durdu. Eğilmedim. O da yalvardı durdu. En sonunda eğildim. Kafama fırlattı elindekileri... sabah tırmandığı çakıl yığının üstüne gene tırmandı. Ama bu sefer aşağıya kaymak için. Birkaç kere kaydı. Sonuncuda kışüstü yere düştü. Götüstü düştüm diye güldü bol bol. Akşamları eve her varışımızda uğurböceğini seyretmeye koyuluyor hemen... yolda uğurböceği çizgifilmi hakkında konuştuk biraz... pazara gittik beraber... çilek, kiraz, erik, bir de parası hafifse karpuz istedi. Fiyatı ucuz kavramını bilmiyor. Onun yerine bunu uydurmuş. Çok komikti. Bol bol güldüm. Her tezgahtan çilek, kiraz aldı, yedi. Bir de turşucuya dadndı. Ondan da kornişon turşu alıp yedi. Akşam yemeği için kızarmış tavuk istedi. Ben de içecek almaya Bim'e Ayşeyi tek başına yolladım. Boyu erişmediği için şişeyi alamadı ama görevliden yardım istedi. Kasada sıraya girdi. Ödemeyi yaptı. Paraüstünü aldı, çıktı. Aferin kızıma... kızarmış tavuğun derisini toplayıp yedi. Bana benziyor demiştim... en sevdiğim lezzete de ortak çıktı. Bütün derileri ayşe yedi. Cuma akşamları hep yaptığımız gibi süreyyayı seyrettik. (org'u elin aldığında kendine küçük süreyya dediğini yazmış mıydım? )


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder