25 TEMMUZ 2013 PERŞEMBE

Sabah saat 4 gibi seslere uyandığımda Ayşenin otuağında olduğunu gördüm. Annesi de başında... İshal olmuş.. Gene yattı. Sabah, bi ağlama sesi duyup yanına gittim. Uyanmış, hafiften ağlıyor. Yastığını ve battaniyesini kucaklayıp kucağıma geldi. Biberonuna süt dolduttup, TV yi de açtırıp salondaki koltuğa yattı. Süt bitine kadar yarım saat kadar yattı. Ardından peynirli yumurta yaptım. Biaz yedi. O sırada TV de Pepee diş fırçalamayla ilgili  bölümü vardı. Parmaklarını dişlerine sürtmeye başladı. İlk başta anlamadım. Sonradan anladım ki, diş fırçalamak. Banyoya gittik. Boy yükseltme leğenini yerleştirdi. Dişlerini fırçaladı. Ardından önce fırçayı yerine koydu. Sonra leğeni yerine yerleştirdi. Kapıyı da güzelce kapattıktan sonra çıktı. Düzen manyağı kızım. Dağınıklıkla hiç alakası yok. Benimle arasında dağınıklık, düzenlilik yönünden ters orantı var. Keloğlan bebeğiyle oynamak istedi uzun aradan sonra. Bayağıdır onunla oynamıyordu. Oyuncak bebek arabasına yerleştirdi ve onu gezdirdi. Legolar, arabalar ve minyatür hayvanlarla kendine bir oyun kurdu, oynuyor kendi kendine... Biraz daha oyuncak almalıyım kızıma. Bu yakında oyuncakçıya gidip hem 3 tekerlekli bisiklet hem de oyuncak almalıyım.
Öğlenleyin ayağıma yatıp uyudu. Bayağı uzun uyudu. uyanınca, hhggbhghggg vgtbgbgtgggtghbbgtgggg
(tahmin edin ne oluyor) Et yemeği ısıttım. ablası yedirdi. eminim hepsini bitirmiştir. Sadece etleri ayıklayıp tabağa koymuştum. Annesi geldi. Annesinin kırmızı ayakkabılarını sahiplenip giydi.






Aslında yazacak birçok şey oldu ama kafam dağıldı. ne yazacağımı bilemiyorum. Anlamsız kelimeler de olsa çok ve uzun süreli konuşmalar yaptı. Annesi işaret dilinden kasıtlı olarak anlamayınca kızıp ağladı. Yatağın altına düşen tokayı işaretle anlattı bana. Bir tutam saçını tutup parmağıyla kıskaç hareketi yapıyor. Yatağın altına girip saklandı. Bacaklarımla onu havaya kaldırdım. sonra da o beni... Cep telefonumu alıp arabasının bagajına koydu ama medya oynatıcı açık vaziyette.. Ses geliyor ama telefonun ekranında birşey yok. Bugün ablasının telefonunu da ele geçirdi. nasıl mutlu oldu anlatamam. Yüzünde güller açıyordu.
Kızım, biraz önce bana öpücük verip el sallayarak arabasına bindi ve gitti. :) Muhteşemdi yahu... Şimdi de banyoda.. Gündüzden söz vermiştik. Yemekten sonra girersin diye... Elleri buruşana kadar kalır gene... Uzun bi süre sonra yanına gittiğimde buruş buruş avucunu gösterip, şampuanı işaret etti  ve kafasına sürme hareketi yaptı. anlşamı aşikar... Yıkadım saçını çıkardım. Hiçbirimiz farkında değiliz, salona giderken ayna yerinden çıkmış, onu gösterdi de farkettik. Kuralanır kuralanmaz gardrobun içine girip saklandı. Oyun oynuyor bizle... Uzun bi süre dışarı çıkmadı. Kahkahalar sardı etrafı... Acayip neşeli...
Gece, ailecek okey oynamaya karar verdik. Ayşeyi kucağıma aldım. taşları ona çektirdim, ona attırdım. Dizerken ona da dizdirdim falan ama uzun süre zaptetmek mümkün olmadı. Taşları avucuna alıp orda tutmak istiyor. Sıranın gelmesini beklemek zor geliyor. Bir yerden sonra istediğni yapmasına izin vermedim. Küsüp ağlamaya başladı ve ablasının kucağına gitti. tabii orda da taşları kurcalamaya başlayınca zılgıtı yedi. gene benim kucağıma geldi. taşlarla yıkmadan dökmeden oynamasına göz yumdum ama sıkıldı. gitti yattı koltuğa tek başına... ve inanılmaz birşey ama uyudu. Ancak sadece 20 dakika kadar... Uykusunu almış ve cin gibi bakışlarla kalktı. Geceyarısı geçe top oynadık. Ayağımda yatırmayı teklif ettim. Önce olur manasında kafasını salladı. Sonra annesinin yanına gitti yattı. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder