24 TEMMUZ 2013 ÇARŞAMBA

Sabahın köründe 04.00 gibi ağlararak uyandı. annesi susturamıyor. Ben devreye girdim. benim kucağıma çıkınca susuyor.  Çişini yaptırdım. Yatağa yatırdım. gene ağlamaya başladı. Mecburen kucağıma aldım. Nasıl halsizim, bitkinim anlatamam. Ama yapacak birşey yok. Kucağımda sallaya sallaya uyuttum. Allahtan ayakta durmamı istemedi. Oturarak kucağımda durdu da takatim yetti. Eskiden bir de hem kucak hem ayakta dolaşmak isterdi. Oturunca hissederdi. Yatağa yatırdım uykuya dalınca... Sevgi üzerini battaniyeyle örtmeye taktı. Üzeri örtülünce uyanıp, buğuz ediyor. Sonra gene ben uyutmak için uğraşıyorum. 2-3 kere üzerini örttü ve tabii uyandırdı. En sonunda sinirlendim. Bastım küfrü. Ayşe iyice dalınca gene üzerini örttü. Neyse, bu sefer uyanmadı. Normal sabah uyanışı sıkıntısız oldu. Şokellalı pide yedi ama 3 bilemedin 4 lokma. Legolarla oynadı çok güzel. Onlarla şekiller yaptı. Kuleler oluşturdu. sonra bankaya gitmem gerekiyordu. Bebek arabasıyla Ayşe de benle geldi. Kayhanda oyuncakçının önünden geçerken oyuncak almadım diye mızırdandı. Bunu pek yapmaz halbuki. Fotoğrafçı Enverde eski videolar ve cihazlar çok ilgisi çekti. Yolda bi frından küçük pizza tarzı yiyecek istedi. Aldım. Elinde tutuyor, yemiyor. Karnı aç. Neden yemiyor. Pizzanın kenarlarını kopardım. Isırdı ama sonra pizzanın sadece üstünü yemeye başladı. Bunun için pizzayı yatay değil de dikey olarak ağzına yaklaştırıyor ve üstünü dişleriyle sıyırıyor. Tabii ağzı yüzü leş gibi oldu.

Ben, Adliyede Barodayken telefon çaldı. Baktım. Avrat. Açtım, Ayşe... Birşeyler söyleyip duruyor. Artık konuşacak sanırım. az kaldı. eskiden telefonda sessizce ve gülümseyerek dinlerdi karşı tarafı. Bu sefer ben dinledim Ayşeyi sessizce.. Sürekli o konuştu (!)
Öğleden sonra eve geldim. Hâlleri bir iyi bir kötü.. Ama genel olarak arıza çıkarıyor. Akşam üzeri çarşamba pazarına gittik. Kayısı ve kiraz yedi tezgahlardan. Bir de küçük sandalyeleri gösterip ıh ıh diyor ne anlama geliyorsa. Ayrıca pazarda birşeyle çok ilgilendi ve parmağıyla gösterip durdu ama ne olduğunu anlayamadık. O yüzden mızırdadı durdu. Dönüşte Elmasbahçelerdeki büüyk parka uğradık yolumuzun üstü olduğu için mecburen. Kovası yanında olmadığı için memnuniyetsizlik gösterdi ilk başta ama sonra kumla oynayan bir çocuğun yanına gidip onunla oynadı. Kürek ve kovayla doldur boşalt... Hoşuna gidiyor. Ama parktan ayrılırken çocuğun kovalarını vermek istemedi. sahiplendi. bizim değil, geri ver deyince de kıyamet koptu. Bu arada bölük pörçük yazdığım birşeyi buraya net bir şekilde aktarmamız şart oldu. Ayşeye göre, herşeyi ben yaptıracam. annesi onun için hiçbirşey yapmayacak. Salıncağa ben bindirecem. Annesi bindirirse binmeyecek. Arabadan ben indirecem. Yoksa bağırıyor. sadece benim kucağıma çıkacak. Başkası onu taşıyamaz. Çişini ben yaptıracam. Suyunu ben verecem, ben giydirecem. velhasılı kelam onunla ilgili herşeyi ben yapacam. Annesi asla yapmayacak. yapmaya kalkarsa ya o işten vazgeçecek ya da yapılması mecburiyse bağırıp engel olacak. Son 3-5 gündür takıntısı bu... Bir de bu sabah ilk defa birşey yaptı. Akşamda aynı hareketi devam ettirdi. Külodunu kendisi indirip, oturağa kendisi oturuyor. yani artık çişini kendi kendine desteksiz yapacak gibi görünüyor.Özellikle bu akşam, yemekte çok bariz görünen birşeyi de zikretmeden olmaz. Bu yaşında çorbayı tek bir damla dökmeden kaşıkla içebiliyor kendi kendine. üstelik yeni de değil, bunu uzun süredir yapıyor. El beceresi çok yüksek çok...
Yemekten sonra ablası banyoya girince o ad peşinden girdi. şimdide geçmiş karşıma parmağıyla saçının tepesini gösteriyor. Anlaşıldı. Suda oyun istiyor. hazırlayalım bari banyoyu...

Banyodan çıkınca bir müddet koltukta benimle beraber yattı. kalktığında elbisesinin askısını annesi giydirdi diye 1 saati aşkın yerlerde tepindi.

Sonra da uyudu. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder