sabah uyanmadı bir türlü. saat 10 gibi uyandı. hemen babannesine götürecek oldum. istemedi. evde beraber kalacakmışık. işe gitmem gerek deyip götürdüm. montunu ters giydi inadına. yol boyunca kafasını omzuma gömdü. adeta yapıştı bana. öyle gittik. mutlaka yüzünü yola dönen çocuk hiç kafasını kaldırmadı. babannesinden akşam ben aldım. kapıyı ayşe açtı. biraz oturduk babannesinde.. babannesinin yüzünü kolunu elini ıslak mendille silip "çok temiz oldun babanne" diyormuş. bir de nesquik istiyormuş babannesinden. yok denince de markette var diyormuş. pazarda çilek istemiş. varmış görmüş istemiş. aralıkta çilek.. allah allah.. almışlar. yemiş.. ev gidelim dedi. giyindi geldi. markete gidip nesquik ve patlayan şekerli meyveli yoğurt aldık. yol boyunca bayır aşağı giderken elimden tutup "huyooo" diye bağırarak koşturduk. kendi koşuyor. beni de çekiştiriyor. mecbur ben de koştum ama diz nanay oldu. yolun yarısını topallayarak yürüdüm. "beni teselli ediyor. "baba, son kaldı" diye.. evde ayakkabılığın üzerine çıkıp kapıyı o çaldı. yemekte de gene çift sandalyenin üzerine çıkıp yemek yedi. şu anda bütün oyuncakları dağıtmış, oynuyor.
gece neler olduğunu anlattı annesi. böylece neden saat 10da uyandığı ortaya çıktı. hanfendi gece herkesi yatırmış. (ben zaten erken uyumuştum) annesine de sen yat demiş. laptopun başında video seyretmiş. annesi 01.30 gibi uyanmış. bakmış, ayşe hala video seyrediyor. annesini gene uyumaya göndermiş. evde herkes uyuyor. ayşe tek başına ayakta. geve 2-3 gibi annesi uyanıp baktığında ayşeyi bütün bebeklerini yanına alıp yatıp uyuduğunu görmüş. velhasılı saatler boyu evde yalnız kalmış. korkmuyor da velet... ne yalnızlıktan ne karanlıktan... doğduğundan beri korkusu yok...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder