08 MART 2015 PAZAR

Bursaya dönüş günümüz geldi. ama yola çıkmadan yazılması gereken şeyler var. esra, bugün ayşeyi yoğurdu. kucağına alıp ters tutuyor ve yere sarkıtıyor. sonra bohçalayıp kıçını ısırıyor. ayşeyi atı tuttu. ayşenin de hoşuna gitti tabi... esra ayşeye "gebeş" diye bağırıyor. ayşe de ona aynen karşılık veriyor.

bir ara ayşe sırt çantasına çeşitli eşyalar koydu ve okulculuk oynamaya başladı. efra da oyuna dahil olmak için geldi. ayşe efrayı istemedi. ayşe efraya karşı dışlayıcı davranmaya başladı sonlara doğru... hatta ankaralıların bursaya gelmesi mevzusu konuşulurken effa gelmesin bile dedi.
dedi yazmışken; söylemek ve demek yerli yerine oturdu artık.

yola çıktık. ayşe hemen uyudu. sonra uyandı. gene tünelden geçerken "tüneeeeeeeeeeeeeel" diye bağırdık. ankaraya giderken yollarda artık kedigözü olmadığından bahsetmiştik. aklında tutmuş. dönerken "ben kedigözü gördüm. hem de kırmızı" diye söyledi. çok akıllı bir çocuk... nasıl anlamış neyi kastettiğimizi... yolda uzun zamandır yapmadığımı kulak kıvırma işini yaptı. arabanın arkasında saklanıp, onu yolda unutmuşuz gibi yapma oyunu oynadık. sonra çıkıp bööö diyor.

bir de unutmadan yazayım. abisinin telefonunu öyle ustalıkla kullanıyor ki; ağzım açık kaldı. şifreyi de ezberlemiş. kendiken çekip duruyor.

eve varınca uymasını istedim ama uykum kaçtı deyip epey bir süre uyumadı. sonra hep beraber yattık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder